ELÇİN KİTAB

Türk dili və ədəbiyyatı

minnet eylemem

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin



minnet eylemem 

Har içinde biten gonca güle minnet eylemem 
Arabiyi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem 
Sırati müzre müstakim gözetirim rahimi 
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem 
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem 

Bir acaip derde düştüm herkes gider karına 
Bugün buldum bugün yerim, hak kerimdir yarına 
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına 
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem 
Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem 

Ey Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken 
Yarın şefaatlarım Ahmedi Muhtar iken 
Cümlenin rızkını veren ol gani serdar iken 
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem 
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem 

İmadeddin  Nesimî

Ardını oxu
1400.6.15
Bölüm : Mahnı,

Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin

 

Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

'İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden,

bizi helâk eder misin, Allah’ım? '

(A’râf 155)

 

Yâ Râb, bu uğursuz gecenin yok mu sabâhı?

Mahşerde mi bîçârelerin, yoksa felâhı!

Nûr istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!

'Yandık! 'diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!

Esmezse eğer bir ezelî nefha, yakında

Yâ Rab, o cehennemle bu tûfan arasında

Toprak kesilip, kum kesilip Âlem-i İslâm;

Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnâm! 

Bîzâr edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i

En sonra, salîb ormanı görmek Harameyn'i

Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın

Âteşli muhitindeki sûzişli niyâzın

Emvâcı hurûş-âver olurken melekûta

Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükûta?

Sönsün de, İlâhi, şu yanan meş'al-i vahdet

Teslîs ile çöksün mü bütün âleme zulmet?

Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran îman

Olsun mu beş on sersemin ilhâdına kurban?

Enfâs-ı habisiyle beş on rûh-u leimin

Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?

İslâm ayak altında sürünsün mü nihâyet?

Yâ Rab, bu ne hüsrandır, İlâhi, bu ne zillet?

Mazlûmu nedir ezmede, ezdirmede mânâ?

Zâlimleri adlin, hani öldürmedi hâlâ

Câni geziyor dipdiri... Can vermede mâsûm

Suç başkasınındır da niçin başkası mahkûm?

Lâ yüs'ele binlerce sual olsa da kurbân;

İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-bân! 

Eyvâh! Beş on kâfirin îmanına kandık;

Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık

Mâdâm ki, ey adl-i İlâhi yakacaktın...

Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın

Küfrün o sefil elleri âyâtını sildi:

Binlerce cevâmi' yıkılıp hâke serildi

Kalmışsa eğer bir iki mâbed, o da mürted:

Göğsündeki haç, küfrüne fetvâ-yı müeyyed!

Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,

Bir giryede bin ailenin mâtemi çağlar!

En kanlı şenâatle kovulmuş vatanından

Milyonla hayâtın yüreğinden gidiyor kan!

İslâm'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...

Nâ-hak yere feryâd ediyor: Âcize hak yok!

Yetmez mi musâb olduğumuz bunca devâhi?

Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!


4 Cemaziyelevvel 1331 - 28 Mart 1329 (1913)

Ardını oxu
1400.6.9
Bölüm : Şeir,

Mükemmel Ney Sesi ve Fuzuli'nin En Güzel Şiirleri

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin



شیخ محمد فضولی‌نین  ان گؤزل شعیرلری موکمل نئی سسی ایله
Mükemmel Ney Sesi ve Fuzuli'nin En Güzel Şiirleri

Ardını oxu
1400.2.14
Bölüm : Şeir,

Neşet Ertaş:Sevda Olmasaydı

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin


Sevda Olmasaydı

Neşet Ertaş

Sevda olmasaydı da
Gönüle dolmasaydı
Dünya neye yarardı da
Güzeli olmasaydı
 
Nar danesi danesi de
Seviyom merdanesi
Güzellerin içinde de
Sevdiğim bir danesi
 
O yâr zülfünü tarar da
Gönül dengini arar
Bu dünyada sevmeyenler
Ahrette neye yarar
 
Nar danesi danesi de
Seviyom merdanesi
Güzellerin içinde de
Sevdiğim bir danesi
 
Sevda ömür çürütür
Has bahçenin gülüdür
Sevmeyeni neyleyim de
Sevenim sevgilidir
 
Nar danesi danesi de
Seviyom merdanesi
Güzellerin içinde de
Sevdiğim bir danesi



Ardını oxu
1399.11.9
Bölüm : Mahnı,

Zindandan Mehmet`e Mektup - Necip Fazıl Kısakürek

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin

Zindandan Mehmet`e Mektup
Necip Fazıl Kısakürek
 

Zindan iki hece Mehmetim lafta! 
Baba katiliyle baban bir safta! 
Birde geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed` im! 
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim! 

Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, 
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak

Ardını oxu
1399.11.1
Bölüm : Şeir,

Mehmet Akif Ersoy- Çanakkale şehitlerine

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin

Ardını oxu
1399.7.7
Bölüm : Şeir,

Sakarya Türküsü - Necip Fazil Kisakürek - Kendi Sesinden

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin

Ardını oxu
1399.5.19
Bölüm : Şeir,

Cemal Süreya - Uzaktan Seviyorum Seni

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin




Uzaktan Seviyorum Seni

uzaktan seviyorum seni

kokunu alamadan,

boynuna sarılamadan

yüzüne dokunamadan

sadece seviyorum

 

öyle uzaktan seviyorum seni

elini tutmadan

yüreğine dokunmadan

gözlerinde dalıp dalıp gitmeden

şu üç günlük sevdalara inat

serserice değil adam gibi seviyorum

öyle uzaktan seviyorum seni

yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden

en çılgın kahkahalarına ortak olmadan

en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan

öyle uzaktan seviyorum seni

kırmadan

dökmeden

parçalamadan

üzmeden

ağlatmadan uzaktan seviyorum

öyle uzaktan seviyorum seni;

sana söylemek istediğim her kelimeyi

dilimde parçalayarak seviyorum

damla damla dökülürken kelimelerim

masum beyaz bir kağıtta seviyorum”

Ardını oxu
1399.5.12
Bölüm : Şeir,

Ben Sana Mecburum Şiiri | Attila İlhan - Sesli Şiir

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin

Ardını oxu
1399.5.11
Bölüm : Şeir,

Ben Sana Mecburum

0Görüş
Blogçı: Abbas Elçin

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
İçimi seninle ısıtıyorum
Ben sana mecburum bilemezsin

Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
Ben sana mecburum sen yoksun İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan Kimi zaman ellerini kırar tutkusu Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Sana kullanılmamış bir gök getirsem Haftalar ellerimde ufalanıyor Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem Ben sana mecburum sen yoksun
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Sus deyip adınla başlıyorum
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor Ne vakit bir yaşamak düşünsem Bu kurtlar sofrasında belki zor Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Ben sana mecburum bilemezsin..
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak

Attila İlhan

Ardını oxu
1399.5.11
Bölüm : Şeir,